No products in the cart.
“Çizmeli Kedi Masalı” Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak diyarlarda fakir bir değirmenci yaşarmış. Bu değirmenci, çalışkan ama bahtsızmış. Hayatı boyunca pek bir varlık gösterememiş ve öldüğünde geride üç oğluna pek az şey bırakabilmiş. En büyük oğluna değirmen, ortanca oğluna bir eşek ve en küçük oğluna ise sadece bir kedi düşmüş. Küçük oğul bu mirası alınca, “Bir kedi ile ne yapabilirim ki?” diye düşünmüş ve oldukça üzülmüş.
Fakat bu kedi sıradan bir kedi değilmiş. Çizmeleri olan, konuşabilen ve akıllı bir kediymiş. Küçük oğlan kederlenirken, kedi ona yaklaşmış ve demiş ki, “Üzülme efendim. Bana bir çift çizme ve bir çuval ver, ben sana nasıl zengin olunacağını göstereyim.”
Şaşkın ama umutsuz olan küçük oğlan kedinin dediklerini yapmış. Kedi, çizmelerini giymiş ve çuvalı sırtına atarak ormana gitmiş. Ormanda, çuvalın içine taze sebzeler ve biraz tahıl koyarak bir tuzak hazırlamış. Kısa bir süre sonra çuvalın içine birkaç tavşan girmiş. Kedi hemen çuvalı kapamış ve kralın sarayına gitmiş.
Kralın huzuruna çıkarak, “Majesteleri, size efendim Marki de Karabas’ın hediyesini getirdim,” demiş. Kral, zengin ve soylu birinden geldiğini düşündüğü bu hediyeye çok sevinmiş ve kediyi ödüllendirmiş. Kedi bu oyununu birkaç gün boyunca sürdürmüş ve her seferinde kralı daha fazla hediyelerle mutlu etmiş.
Bir gün kedi, küçük oğlana demiş ki, “Efendim, nehrin kenarına gidip yıkanın ve kıyafetlerinizi burada bırakın. Gerisini bana bırakın.” Küçük oğlan kedinin dediklerini yapmış. Kedi tam o sırada kralın arabasının nehrin kenarından geçeceği zamanı bilerek, yardım istemeye başlamış. “Yardım edin! Efendim Marki de Karabas boğuluyor!” diye bağırmış.
Kralın arabası durdurulmuş ve kral hemen yardım için adamlarını göndermiş. Küçük oğlan nehirden çıkarılmış ve kral, ona en iyi elbiselerinden birini vermiş. Kedi hemen durumu anlatmış, “Majesteleri, efendim Marki de Karabas yıkanırken haydutlar gelip kıyafetlerini çaldılar.” Kral buna çok üzülmüş ve Marki de Karabas’ı arabasına davet etmiş.
Yolculuk sırasında kedi, kralın arabasının gideceği güzergah üzerindeki tarlalara koşmuş ve tarlalarda çalışan köylülere, “Bu tarlaların sahibi kim?” diye sormuş. Köylüler, “Bunlar büyük devin tarlaları,” demişler. Kedi hemen onlara, “Kral size sorarsa, bu tarlaların efendisi Marki de Karabas’tır diyeceksiniz, yoksa sizi yok eder,” demiş.
Kralın arabası tarlaların yanına geldiğinde kral sormuş, “Bu tarlalar kimin?” Köylüler hep bir ağızdan, “Marki de Karabas’ın!” diye yanıtlamış. Kral, Marki de Karabas’ın ne kadar zengin olduğunu görünce hayran kalmış.
Kedi daha sonra devin şatosuna gitmiş ve devi zekice bir oyunla alt ederek, şatoyu ele geçirmiş. Kral ve küçük oğlan şatoya vardıklarında, kedi onları karşılamış ve “Efendim, işte Marki de Karabas’ın şatosu!” demiş.
Kral, küçük oğlanın ne kadar zengin ve güçlü olduğunu görünce, kızını ona vermeye karar vermiş. Küçük oğlan, kralın kızıyla evlenmiş ve büyük bir mutlulukla yaşamış. Çizmeli Kedi de onların yanında, mutlu ve zengin bir hayat sürmüş.
Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı anlatana, biri dinleyene, biri de Çizmeli Kedi’ye…
Sevgili çocuklar umarız bu güzel masal hoşunuza gitmiştir! Siz de sevdiğiniz, beğendiğiniz masalları bize göndererek bir çok arkadaşınızın masal okumasını sağlayabilirsiniz. Hatta kendi sesiniz ile anlattığınız masallarınızı mp3 formatında kaydederek sesli masal olarak gönderebilirsiniz. Masal göndermek için aşağıdaki bannera tıklamanız yeterlidir..