No products in the cart.
“Çalışkan Arı ile Tembel Ağustos Böceği Masalı” Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanda Çalışkan Arı ile Tembel Ağustos Böceği yaşardı. Arı, tüm gün çiçekten çiçeğe uçar, polen toplar ve kovanında bal yapardı. Güneş doğduğunda çalışmaya başlar, akşam olana kadar durmaksızın çalışırdı. Arı, kışın soğuk ve zorlu geçeceğini biliyordu; bu yüzden yiyecek depolamak için çok çalışması gerektiğinin farkındaydı.
Öte yandan Ağustos Böceği, yazın sıcak günlerinin tadını çıkarmaktan başka bir şey düşünmezdi. Her gün çimenlerin üzerinde uzanır, şarkılar söyler ve dans ederdi. Arı’nın durmaksızın çalışmasını izler ve kendi kendine, “Neden bu kadar çok çalışıyor? Yazın tadını çıkarmak varken kışa hazırlık yapmak neye yarar?” derdi.
Günler geçti, yaz bitti ve sonbahar yaprakları dökülmeye başladı. Arı, kovanını yiyeceklerle doldurmuştu ve kış için tamamen hazırdı. Ancak Ağustos Böceği, yiyecek depolamak için hiçbir şey yapmamıştı. Hala neşe içinde şarkılar söylüyor ve çalışmanın gereksiz olduğunu düşünüyordu.
Kış geldiğinde, orman beyaza büründü. Soğuk rüzgarlar esiyor, kar her yeri kaplıyordu. Ağustos Böceği, soğuk ve aç bir halde, yiyecek bulmak için dışarıda dolaşmaya başladı. Fakat nereye giderse gitsin, hiçbir yiyecek bulamıyordu. Artık açlıktan ve soğuktan titriyordu.
Son çare olarak Arı’nın kapısını çaldı. Üzgün ve mahcup bir halde, “Sevgili Arı, ben yaz boyunca eğlenirken sen çalıştın ve kış için hazırlandın. Şimdi çok zor durumdayım ve senden yardım istemeye geldim. Bana yiyecek verir misin?” diye sordu.
Arı, biraz düşündükten sonra şefkatle gülümsedi. “Elbette sana yardım ederim,” dedi. “Ama bir şartım var. Bu kış boyunca benimle birlikte çalışacak ve bir daha tembellik etmeyeceğine söz vereceksin.”
Ağustos Böceği, bu teklifi hemen kabul etti ve kış boyunca Arı’ya yardım etti. Hem çalışmayı öğrendi hem de kışın zorluklarıyla nasıl başa çıkılacağını anladı. İlkbahar geldiğinde, Ağustos Böceği çalışmanın önemini ve ileri görüşlülüğün değerini anlamıştı.
Bundan sonra, Ağustos Böceği de tıpkı Arı gibi çalışkan oldu. Artık her yaz birlikte çalışıp kışa hazırlık yapıyorlardı. Aralarındaki dostluk daha da güçlendi ve her ikisi de mutlu bir şekilde yaşadılar.
Birlikte geçirdikleri kış, Ağustos Böceği için unutulmaz bir ders olmuştu. İlkbaharın ilk günlerinde, ormanda her şey canlanırken, Ağustos Böceği Arı’ya minnetle baktı. Arı’nın yardımı olmasaydı, kışı asla atlatamazdı.
O günden sonra, Ağustos Böceği de Arı gibi erken kalkmaya, polen toplamaya ve bal yapmaya başladı. Çalışmak ona sadece güvenlik sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bir amaca hizmet etmenin ve değer yaratmanın mutluluğunu da veriyordu.
Yaz boyunca, ormandaki diğer hayvanlar da Ağustos Böceği’ndeki değişimi fark ettiler. Önceleri tembel olarak bilinen Ağustos Böceği, artık çalışkanlığı ve yardımlaşmayı simgeliyordu. Ormandaki diğer hayvanlar da bu değişimden ilham aldılar ve daha çok çalışmaya başladılar.
Bir gün, Ağustos Böceği ile Arı ormanda gezerken, yaşlı bir Kaplumbağa yanlarına geldi. “Gençler,” dedi Kaplumbağa, “sizden öğrendiğim şeyler var. Hayatım boyunca yavaş ve temkinli oldum ama sizin çalışkanlığınızı görmek beni de motive etti. Ben de kışa hazırlık yapmaya başlayacağım.”
Arı ve Ağustos Böceği, Kaplumbağa’ya yardım etmeye karar verdiler. Ona, polen toplamayı, kovan yapmayı ve yiyecek depolamayı öğrettiler. Kaplumbağa, yaşına rağmen büyük bir azimle çalıştı ve kısa sürede kış için hazır hale geldi.
Ormandaki diğer hayvanlar da bu dayanışma ruhuna katıldılar. Herkes birbirine yardım ediyor, bilgi ve kaynaklarını paylaşıyordu. Bu dayanışma sayesinde, kış artık orman için korkulan bir mevsim olmaktan çıkmıştı. Herkes, kış boyunca rahat ve güvende olmanın tadını çıkarıyordu.
Bu süreçte, Arı ve Ağustos Böceği arasındaki dostluk daha da pekişti. Artık birbirlerine sadece iş arkadaşı değil, aynı zamanda can yoldaşı olmuşlardı. Ağustos Böceği, Arı’nın ona gösterdiği sabır ve şefkat için her zaman minnettardı.
Yıllar geçti, mevsimler birbirini kovaladı. Arı ve Ağustos Böceği, ormanda birlikte çalışıp yaşamayı sürdürdüler. Her geçen yıl, ormandaki diğer hayvanlarla birlikte daha güçlü, daha dayanıklı bir topluluk oluşturdular.
Bu masal, sadece çalışkanlık ve ileri görüşlülüğün önemini değil, aynı zamanda dayanışmanın, yardımlaşmanın ve dostluğun gücünü de vurgular. Birlikte çalışarak ve birbirimize destek olarak, hayatın getirdiği zorlukların üstesinden gelebiliriz. Ve en önemlisi, bu süreçte birbirimize değer vermeyi ve şefkat göstermeyi öğreniriz.
Sevgili çocuklar umarız bu güzel masal hoşunuza gitmiştir! Siz de sevdiğiniz, beğendiğiniz masalları bize göndererek bir çok arkadaşınızın masal okumasını sağlayabilirsiniz. Hatta kendi sesiniz ile anlattığınız masallarınızı mp3 formatında kaydederek sesli masal olarak gönderebilirsiniz. Masal göndermek için aşağıdaki bannera tıklamanız yeterlidir..