No products in the cart.
“Orman Krallığı” Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, yemyeşil, huzur dolu bir orman varmış. Bu ormanın adı Orman Krallığı’ymış. Ormanın her köşesinde çeşitli hayvanlar yaşar, hepsi bir arada uyum içinde yaşamanın sırrını bilirmiş.
Orman Krallığı’nın en bilge canlısı, ulu meşe ağacının kovuğunda yaşayan baykuş Bilge Baykuş’muş. Bilge Baykuş, tüm hayvanlara yol gösterir, sorunlarını çözer ve ormanın düzenini sağlarmış. Ormanın kralı ise koca yeleli aslan Kral Aslan’mış. Kral Aslan, güçlü ve adil yönetimiyle bilinir, tüm hayvanlar ona saygı duyarmış.
Bir gün, ormanın ortasındaki büyük çayırda bir toplantı düzenlenmiş. Toplantıya tüm hayvanlar katılmış: sincaptan geyiklere, kaplandan tilkilere kadar herkes oradaymış. Toplantıyı Kral Aslan açmış ve şöyle demiş:
“Sevgili dostlarım, ormanımızın dengesi ve huzuru hepimizin ortak çabalarıyla sağlanıyor. Ancak son zamanlarda bazı sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunları çözmek ve doğamızı korumak için hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor.”
Öncelikle Bilge Baykuş söz almış ve durumu açıklamış: “Ormanımızın batı yakasındaki nehir kirlenmeye başladı. Bu durum su içen hayvanları olumsuz etkiliyor. Ayrıca bazı ağaçlar hastalanıyor ve kuruyup devriliyor. Birlikte hareket etmezsek bu sorunlar büyüyebilir.”
Bu sırada ormandaki tüm hayvanlar kendi yeteneklerini ve sorumluluklarını gözden geçirmiş. Su samuru Sera, nehirlerin temizlenmesinden sorumlu olduğunu hatırlamış ve hemen işe koyulmuş. Tilki Tilda, ormanın temizliği ve düzeni konusunda yetenekli olduğu için, ağaçların hastalanmasının nedenini araştırmak üzere görev almış.
Küçük sincap Sila, ormandaki diğer hayvanlara yiyecek taşıyarak yardımlaşmayı sağlar ve bu sayede herkesin karnı doyar, kimse aç kalmazmış. Tavşan Tamtam ise hızlı koşmasıyla ünlüymüş ve bu yeteneğini orman içi haberleşmede kullanarak, acil durumları hızlıca herkese duyururmuş.
Bir gün, Sera nehir kenarında çalışırken, kirlenmenin insanlar tarafından atılan çöplerden kaynaklandığını fark etmiş. Durumu hemen Kral Aslan’a bildirmiş. Kral Aslan, durumu değerlendirmek için tüm hayvanları yeniden toplamış.
“Sevgili dostlarım,” demiş Kral Aslan, “Ormanımızı korumak için hep birlikte çalışmamız gerekiyor. İnsanların atıklarını ormana atmaları nedeniyle nehirlerimiz kirleniyor. Bununla başa çıkabilmek için ne yapmalıyız?”
Bilge Baykuş önerisini sunmuş: “Bir grup oluşturalım ve nehrin kenarındaki çöpleri toplayalım. Aynı zamanda insanlara bu konuda bir mesaj göndermeli ve onların da doğayı korumalarını sağlamalıyız.”
Hemen bir temizlik grubu oluşturulmuş: Sera, Tilda, Tamtam ve diğer hayvanlar birleşip nehir kenarını temizlemeye başlamışlar. Temizlik sırasında buldukları çöplerle ormanın ortasında bir yığın yapmışlar ve bu yığını insanlara göstermek için büyük bir plan hazırlamışlar.
Bir sabah, ormanın kenarında yaşayan insanlar uyandıklarında, kapılarının önünde devasa bir çöp yığını bulmuşlar. Üzerinde şöyle bir not varmış: “Bu çöpler, ormanımızı kirletiyor ve yaşamımızı tehdit ediyor. Lütfen çöplerinizi atmayın ve doğayı koruyun.”
Bu mesaj insanlar üzerinde büyük etki yaratmış ve o günden sonra çöplerini atmaktan vazgeçmişler. Ormanın hayvanları, iş birliği ve dayanışma sayesinde doğalarını korumayı başarmışlar.
Orman Krallığı’nda huzur ve denge yeniden sağlanmış. Her hayvan, üzerine düşen görevi yerine getirmeye devam etmiş ve orman, eski güzel günlerine kavuşmuş.
Ve böylece, Orman Krallığı’nda her canlı mutlu mesut yaşamış. Gökten üç elma düşmüş, biri masalı yazana, biri okuyana, biri de doğayı koruyana…
Sevgili çocuklar umarız bu güzel masal hoşunuza gitmiştir! Siz de sevdiğiniz, beğendiğiniz masalları bize göndererek bir çok arkadaşınızın masal okumasını sağlayabilirsiniz. Hatta kendi sesiniz ile anlattığınız masallarınızı mp3 formatında kaydederek sesli masal olarak gönderebilirsiniz. Masal göndermek için aşağıdaki bannera tıklamanız yeterlidir..