Kayıp Prens – Cornelia Funke Masalı

Kayıp Prens - Cornelia Funke Masalı

“Kayıp Prens – Cornelia Funke Masalı” Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak diyarlarda bir krallık varmış. Bu krallığın adı Gümüş Orman Krallığı’ymış ve krallığın her köşesi, adından da anlaşılacağı gibi gümüş rengi ağaçlarla doluymuş. Gümüş Orman Krallığı, barış ve huzur içinde yaşarken, bir gün bir felaketle sarsılmış: Küçük prens, gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuş.

Krallık, bu acı haberle yasa boğulmuş. Kral ve kraliçe, küçük prensin bulunması için bütün krallığa haber salmış, ancak ne kadar aransa da prense dair bir iz bulunamamış. Herkes umutsuzluğa kapılmışken, krallığın en cesur ve zeki genç kızlarından biri olan Leyla, prensin izini sürmek için gönüllü olmuş.

Leyla, cesareti ve kararlılığıyla bilinen bir kızmış. Ormanın derinliklerinde yaşayan yaşlı bir bilge, prensin kaybolduğu geceyle ilgili bazı ipuçları olduğunu söylemiş. Bilge, Leyla’ya şöyle demiş: “Küçük prens, Gölge Ormanı’nda gizlenen karanlık bir büyücü tarafından kaçırıldı. Onu bulmak için cesur olmalı ve kalbinin sesini dinlemelisin.”

Leyla, bu sözlerle yola çıkmış. Gölge Ormanı’na vardığında, ormanın korkunç ve karanlık havası ona meydan okurcasına karşısında duruyormuş. Ancak Leyla, korkusunu yenmiş ve yoluna devam etmiş. Ormanda ilerlerken, karşısına çeşitli yaratıklar çıkmış: Korkunç kurtlar, sinsi yılanlar ve hain cinler. Fakat Leyla, her biriyle cesurca yüzleşmiş ve onları alt etmiş.

Günler süren zorlu yolculuktan sonra Leyla, karanlık büyücünün kalesine ulaşmış. Kale, ürkütücü ve soğukmuş, ama Leyla vazgeçmemiş. Kalenin içindeki labirent gibi koridorlarda ilerlerken, sonunda küçük prensin hapsedildiği odayı bulmuş. Prens, karanlık büyücünün büyüsünden dolayı uykudaymış ve uyanamıyormuş.

Leyla, büyücünün kitaplarını karıştırarak bir çözüm aramaya başlamış. Sonunda, büyünün yalnızca saf bir kalbin şarkısıyla bozulabileceğini öğrenmiş. Leyla, kalbinin derinliklerinden gelen bir şarkı söylemeye başlamış. Bu şarkı, saf sevgiyi ve umudu anlatıyormuş. Şarkı yükseldikçe, odanın içi aydınlanmış ve küçük prens uyanmış.

İlginizi Çekebilir  Renkli Boyalar Diyarı Masalı

Prens uyanır uyanmaz Leyla’ya teşekkür etmiş ve onun cesareti sayesinde kurtulduğunu anlamış. İkisi birlikte kaleden kaçmışlar ve Gümüş Orman Krallığı’na dönmüşler. Krallık halkı, Leyla’nın kahramanlığını kutlamış ve Leyla, krallığın en büyük kahramanı ilan edilmiş.

Kral ve kraliçe, Leyla’ya sonsuz minnettarlıklarını sunmuş ve prensin kurtulmasıyla krallık yeniden huzura kavuşmuş. Leyla, cesareti ve azmi sayesinde krallığın sevgisini kazanmış ve herkes onun hikayesini nesilden nesile anlatmış.

Leyla, krallığa döndükten sonra herkesin sevgisini kazanmış, ancak bu macera onun hayatını tamamen değiştirmişti. Küçük prensin ve krallığın güvende olduğunu görmek onu mutlu etse de, içindeki macera tutkusu dinmemişti. Bir gün, kraliçe Leyla’yı yanına çağırdı ve ona minnettarlıklarını sunarak, krallığın koruyucusu olmasını teklif etti.

Leyla, bu teklifi kabul etti ve krallığın koruyucusu olarak göreve başladı. Artık, sadece krallığın değil, çevre köylerin de huzur ve güvenliğinden sorumluydu. Leyla’nın ünü dört bir yana yayılmış, cesareti ve zekâsı dilden dile dolaşmıştı.

Bir gün, Leyla’ya uzak bir diyardan bir haberci geldi. Haberci, Altın Dağlar Krallığı’nda büyük bir tehlikenin baş gösterdiğini ve yardım çağrısında bulunulduğunu söyledi. Altın Dağlar Krallığı, Leyla’nın kahramanlık hikayesini duymuş ve ona güvenmişti. Leyla, vakit kaybetmeden yola çıkmaya karar verdi.

Altın Dağlar Krallığı’na vardığında, oranın halkının büyük bir ejderha tarafından tehdit edildiğini öğrendi. Bu ejderha, hem krallığın topraklarını yakıyor hem de halkı korku içinde yaşatıyordu. Leyla, ejderhayla yüzleşmek için hazırlandı. Ejderhanın mağarasına yaklaştığında, karşısına büyük bir savaşçı çıktı. Bu savaşçı, ejderhayı yenmeye çalışan ama başarısız olan eski bir kahramandı. Leyla’ya, ejderhanın sadece kılıçla değil, aynı zamanda akılla da yenilmesi gerektiğini söyledi.

Leyla, bu sözleri aklında tutarak ejderhanın karşısına çıktı. Ejderha, devasa ve korkutucu görünüyordu. Ancak Leyla, korkusunu yenmiş ve cesurca onunla konuşmaya başlamış. Ejderhaya, neden insanlara zarar verdiğini sordu. Ejderha, insanların onun yuvasını rahatsız ettiğini ve kendini savunmak zorunda kaldığını söyledi. Leyla, ejderhayla empati kurarak, ona barış içinde yaşamanın yollarını anlattı.

İlginizi Çekebilir  Filistin'in Gizemli Çöl Yıldızı ve Maceracı Sami

Ejderha, Leyla’nın içten ve samimi yaklaşımından etkilenmişti. Leyla, Altın Dağlar Krallığı’nın kralıyla konuşarak, ejderhaya yeni ve güvenli bir yuva bulmasını önerdi. Kral, Leyla’nın önerisini kabul etti ve ejderha için dağların yükseklerinde, kimsenin rahatsız etmeyeceği bir yer sağladı. Ejderha, bu barış teklifini kabul etti ve Leyla’ya minnettarlığını sundu.

Leyla, Altın Dağlar Krallığı’nda da kahraman ilan edildi. Halk, onun cesaretini ve bilgece yaklaşımını takdir etti. Leyla, böylece iki krallığın kahramanı olarak anılmaya başladı. Her iki krallık da Leyla’nın barış ve huzur getiren kahramanlık hikayesini dillerden dillere anlattı.

Leyla, Gümüş Orman Krallığı’na döndüğünde, küçük prens ve kraliçe onu büyük bir coşkuyla karşıladı. Leyla’nın kalbindeki macera tutkusu asla dinmeyecek, o her zaman cesurca yeni maceralara atılacak ve insanların kalplerine umut tohumları ekecekti.

Gökten üç elma daha düşmüş: Biri Leyla’nın cesaretine, biri ejderhanın dostluğuna, biri de bu masalı okuyanların kalbine. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

 

Sevgili çocuklar umarız bu güzel masal hoşunuza gitmiştir! Siz de sevdiğiniz, beğendiğiniz masalları bize göndererek bir çok arkadaşınızın masal okumasını sağlayabilirsiniz. Hatta kendi sesiniz ile anlattığınız masallarınızı mp3 formatında kaydederek sesli masal olarak gönderebilirsiniz. Masal göndermek için aşağıdaki bannera tıklamanız yeterlidir..

Bir yanıt yazın

Popşeker