Altın Sandık ve Genç Kız Masalı

Altın Sandık ve Genç Kız Masalı

“Altın Sandık ve Genç Kız Masalı” Bir zamanlar uzak diyarlarda, padişahın kızı Ayşe, güzelliği ve zekâsıyla nam salmıştı. Ayşe’nin en büyük arzusu, babasının hazinesinde saklı olan altın sandığı bulmaktı. Bu sandığın içinde, sadece krallığa huzur ve refah getirecek sihirli bir nesne olduğuna inanılırdı.

Bir gün, Ayşe cesaretini toplayarak babasının huzuruna çıktı ve sandığı aramasına izin vermesini istedi. Padişah kızına güveniyordu ve ona sandığı bulması için üç gün süre verdi.

Ayşe, ilk gün sarayın kütüphanesinde eski kitapları inceledi. Bir kitapta, sandığın yerini işaret eden gizli bir harita buldu. Haritada, sandığın sarayın arkasındaki ormanın derinliklerinde bir mağarada saklı olduğu yazıyordu.

İkinci gün, Ayşe cesaretle ormana doğru yola çıktı. Ormanda ilerlerken karşısına yaşlı bir bilge çıktı. Bilge, Ayşe’ye yardım etmeyi teklif etti ve ona, mağaraya giden yolu gösterdi. Ancak, mağaranın kapısında üç bilmece olduğunu ve bu bilmeceleri doğru cevaplamadan içeri giremeyeceğini söyledi.

Üçüncü gün, Ayşe mağaranın kapısına ulaştı. İlk bilmece şöyleydi: “Karanlıkta yol gösteren nedir?” Ayşe, “Yıldızlar” diye cevapladı ve kapı hafifçe aralandı. İkinci bilmece şuydu: “İnsanların ruhunu besleyen nedir?” Ayşe, “Sevgi” diye yanıtladı ve kapı biraz daha açıldı. Son bilmece ise: “Hayatta en değerli şey nedir?” Ayşe, “Zaman” dedi ve kapı tamamen açıldı.

Ayşe, mağaraya girince altın sandığı buldu. Sandığı açtığında, içinde parlayan bir taş gördü. Taşın üzerinde şu sözler yazılıydı: “Gerçek zenginlik, bilgeliğin ve sevginin ışığında bulunur.” Ayşe, taşın sihrini anlamıştı. Taşın ışığı krallığın üzerine yayıldığında, krallıkta barış ve mutluluk hüküm sürmeye başladı.

Ayşe, bilgece kararları ve sevgisiyle krallığı yönetmeye devam etti ve herkes onun adaletini ve merhametini övgüyle anmaya başladı. Böylece, altın sandığın sırrı ve Ayşe’nin hikâyesi nesiller boyu anlatılmaya devam etti.

İlginizi Çekebilir  Keloğlan ve Sihirli Değirmen Masalı

Ayşe, altın sandığın sırrını çözdükten sonra, krallığında barış ve huzur hüküm sürmeye başladı. Ancak, altın sandığın sırrı yalnızca krallığın içindeki sorunları çözmeye yetmiyordu. Ayşe, krallığını çevreleyen komşu krallıklarla da dostluk kurmayı hedefliyordu.

Bir gün, doğudaki büyük bir imparatorluktan gelen elçiler, Ayşe’nin krallığını ziyaret etti. Elçiler, kendi imparatorlarının huzurunda Ayşe’yi görmek ve onun bilgeliğinden faydalanmak istediklerini söylediler. Ayşe, bu daveti kabul etti ve hazırlıklarını yaparak doğuya doğru yola çıktı.

Yolculuk uzun ve zorluydu, ama Ayşe yılmadan ilerledi. İmparatorluğun başkentine vardığında, büyük bir merasimle karşılandı. İmparator, Ayşe’yi sarayında ağırladı ve ona krallığının sırrını sordu. Ayşe, imparatora altın sandığın hikayesini anlattı ve gerçek zenginliğin bilgeliğin ve sevginin ışığında bulunabileceğini söyledi.

İmparator, Ayşe’nin sözlerinden çok etkilendi ve ona bir teklif yaptı: “Bilgeliğin ve sevginin ışığını, sadece krallığında değil, tüm dünyada yaymamıza yardım eder misin?” Ayşe, bu teklifi kabul etti ve imparatorluk boyunca bilgi ve sevgi mesajını yaymaya başladı.

Ayşe’nin yolculukları sırasında, birçok krallığa uğradı ve her yerde bilgelik ve sevgiyle dolu öğütler verdi. Gittiği her yerde insanlar onunla tanışmaktan mutluluk duydu ve ona hayran kaldı. Ayşe, her krallıkta barış ve refahın hüküm sürmesini sağladı.

Ayşe’nin ünü, uzak diyarlara kadar yayıldı. Güneydeki çöl krallığının sultanı, Ayşe’yi huzuruna çağırdı. Sultan, Ayşe’nin barış getiren sözlerini duyduktan sonra ona, kendi krallığında yaşanan büyük bir kuraklık sorunundan bahsetti. Ayşe, sultanın derdini dinledikten sonra, kuraklıkla başa çıkmak için bir çözüm buldu. İmparatorluktan getirdiği sihirli taşın gücüyle, krallığa su getirebilecek bir kanal inşa edilmesini önerdi.

Ayşe’nin önderliğinde, halk büyük bir gayretle çalıştı ve sonunda, krallığa hayat veren su geldi. Çöl krallığı yeşerdi ve halk, Ayşe’ye minnettarlıklarını sunarak ona “Çölün Meleği” adını verdiler.

İlginizi Çekebilir  Kayıp Prens - Cornelia Funke Masalı

Yıllar geçtikçe, Ayşe’nin adı efsane haline geldi. Onun bilgeliği ve sevgisi, krallıkların kalplerinde yankı buldu ve insanlar onun öğretilerini nesiller boyu anlatmaya devam etti.

Ayşe, yaşamının sonlarına doğru kendi krallığına geri döndü ve babasının yanında huzur içinde yaşadı. Altın sandık, hala sarayın derinliklerinde saklı duruyordu, ama Ayşe onun gerçek değerini tüm dünyaya göstermişti. Krallık, Ayşe’nin mirası sayesinde barış, sevgi ve bilgelikle dolu bir yer olarak kaldı.

Son

Ayşe’nin hikayesi, dünyaya bilgeliğin ve sevginin gücünü anlatan bir efsane olarak kaldı. Onun cesareti ve bilgeliği, insanlara ilham verdi ve dünya, onun izinde daha güzel bir yer haline geldi.

 

Sevgili çocuklar umarız bu güzel masal hoşunuza gitmiştir! Siz de sevdiğiniz, beğendiğiniz masalları bize göndererek bir çok arkadaşınızın masal okumasını sağlayabilirsiniz. Hatta kendi sesiniz ile anlattığınız masallarınızı mp3 formatında kaydederek sesli masal olarak gönderebilirsiniz. Masal göndermek için aşağıdaki bannera tıklamanız yeterlidir..

 

Bir yanıt yazın

Popşeker